bulutlar

oturuyorum deniz kıyısının en ücra köşesinde bulunan kayaya. gün doğumu yakın. gecenin o koyu karanlığı günün her tonuna yerini bırakmaya hazır. bir sigara yakıp içime çekiyorum. dumanı dağılıyor efkarımla göğün yüzüne. bulutları seyrediyorum. her gökyüzüne bakışımda çocukluğuma dönüyorum. bir elin beş parmak sayısını geçmeyecek kadar mutlu olamasamda iyi hissettiğim anılara. herkesin vardır küçükken kötü şeyler yaşadığında kaçıp gitmek istediği yerler. ben odamın güneş almayan en karanlık köşesine oturur, dizlerimi karnıma çeker kendimi bulutların üstünde hayal ederdim.
hayır burda değilim.
burda değilim.
bulutları düşün.
bembeyaz bulutları.
her şey olup biterken bulutların üstünde olurdum. herkes kafası güzelken çıkar göğe. sadece ben kafam bozukken çıkardım. hiç kötü şeyler olmazdı orda. insanlar iyiydi, kavga gürültü yoktu. bir sürü arkadaşım vardı. evcilik oynayarak büyüyen bir çocuk da değildim. doğup büyüdüğüm mahallede ki tek kız olmanında etkisi büyük erkeklerle top peşinde koştururken dizlerim yara bere eve gelmemde. kimse bilmezdi bulutlara erişebildiğimi. kimi istersem ben çıkarırdım onları oraya. bulutlar benimdi. evimdi. herkesi çıkarsam bile kimsenin haberi olmazdı. beni üzdüklerinde ağlamak yerine önce bulutlara sonra yüzlerine bakıp gülümserdim. benim dünyamda kötü değillerdi çünkü. hemen orada affederdim onları. tüm bunları düşünürken sigaramın bittiğini fark edip yenisini yakıyorum. tüm renklerin bir arada oluşunu seyrediyorum. bu boktan dünyaya göre fazlasıyla güzeller bence.
güneş tam anlamıyla kendini gösterene kadar 4 saat geçmiş. tenime vuran sıcaklıkla düşüncelerimden sıyrılıp gerçek dünyaya dönüyorum. sırtımdaki ağrıyı hissedebiliyorum. yavaşça doğruluyorum saatler önce oturduğum yerden. bir gecenin daha sonuna geldik. lakin günü dolu dolu nasıl yaşayacağımı hala bilmiyorum. ortalama 70 yaşına kadar yaşar bir insan. istisnalar kaideyi bozar. bir yıl 52 hafta. 365 kere güneşin doğup batışı. her hafta 7 gün. 70 yıl 25.550 gün. her doğan günde sabahın cin vaktinde kalkıp okula veya işe gitmek ya da evde kalıp evden gidenlerin dönüşünü beklemek dolu dolu yaşamaktan sayılmaz. koyun olup çobanın ve köpeklerinin kurallarına uymak, her allahın günü deli gibi ne bulursan içmek, düzensiz uyumak, ilaçlar, asla mutlu olamadığın ilişkiler, aklına her eseni yapmak, güneşin doğuşunu izlemek.. bence bunlardan hiçbiri yaşamaktan sayılmaz. yaşamak diye bir şey yok. her geçen gün dolu dolu ölmek var. kumsala iniyorum. bir evim olduğunu hatırlayıp suda ıslana ıslana yolunu tutuyorum. yeni bir şeyler beynimde parmak kaldırıp öne çıkana kadar düşünüyorum. bugün ne yaparsam dolu dolu ölebilirim?

Yorumlar

  1. Devam et. Yaşamaktan vazgeçtiğin gibi yazmaktan vazgeçme

    YanıtlaSil
  2. Sigara içerek okumak neye dahil bilmiyorum neyse ellerine sağlık dostum devam et yazmaya

    YanıtlaSil
  3. Sakın yazmayı bırakma, gerçekten çok iyi

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bitti

erkekler ağlamaz

tehlikeli oyunlar