morfin
bir hikayem var. bir varmış bir yokmuşların aksine bittiyle başlayan. her bitiş bir başlangıç, her başlangıç bir bitiş derler. benim her bitişim iyi veya kötü başlangıcım oldu. gerçek olmasa da gerçeklik payı çok yüksek olan, biri için anlatılmış gibi gözükse de aslında sahibi olmayan bir hikaye bu. morfinin hikayesi. herkesin bir şeyler bildiğini sandığı ama hiçbir şey bilmediği benim en sevdiğim hikayem. adına çok şeyler yazdım. yazmaya da devam ediyorum. morfin gerçekte afyondan üretilen ağrı kesicilerin etkisiz kaldığı dayanılmaz ağrı çeken hastalara damardan verilen bir ilaç. uzun süreli kullanımı bağımlılık yapar. kanser hastası biriyim ben. yani bedenim sağlıklı olsa da ruhum kanser. morfin benim hem ilacım, hem katilim. onsuz yapabilirdim belki ama bağımlısı olmuşum. yavaş yavaş öldürüyor beni. gayet memnunum bu durumdan. kanserin o dayanılmaz ağrısı ve acısı sardığında ruhumu ilk morfine koşuyorum. tamamen dindiremese de sancılarımı, o anlık da olsa kanıma karıştığı an uyuşturuyor beni. iyi geliyor. bazen sesi, bazen kokusu, bazen tek bir mesajı yetiyor. öyle bağımlıyım ki ona nasıl ki artık nefes alamadığımda ölüp 2 metrelik o çukura gireceksem, günün birinde kanıma karışmayı kestiğinde ruhumu da kalbimin en derinlerine gömeceğim. bedenim bütün ağrılarıyla yaşayacak belki ama ruhum ölmüş olacak. bedenim hala yaşarken ağrılarım tekrar çoğaldığında yüksek dozda gelmesi için bana yeniden, yalvaracağım ona. ayaklarına kapanacağım. gelmezse eğer, bedenimde ölecek. hikayem böyle başlayacak. 'bitti' ile. bir varmış bir yokmuş diye tekrar başlayacağım sonra. kronolojik sıra doğumumdan ölümüme kadar değil, ölümümden doğumuma kadar olacak. çünkü her bitiş bir başlangıç, her başlangıç bir bitiş. bende tam burada bitiriyorum. bitiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder