bugün iyi ki sen!

"Sana seni anlatabilmek için,
biraz ağlamam,
biraz içmem,
Tanrı seninle Neşet Baba'nın konserine gidemeden sazıyla onu yanına aldığı için biraz küfür etmem,
ve sigaraya yeniden başlamam gerekti."

Arka fonda hala Neşet Baba çalıyor, rakı kadehimin yanında da bir sigara dumanını kalemime üflüyor. Sana dair beynimden ve kalbimden geçen her cümleyi bu sefer dumanlar anlatıyor.

Bugün diğer günlerden daha çok sen!

"Şu siktiğimin sitesine bir benimle ilgili bir şeyler atmadın!" cümlene inat buraya atıyorum tüm bunları. Ve itiraf ediyorum, seninle ilgili tüm cümlelerimi bugüne sakladım.

"Ben öyle uzun uzun şeyler okuyamam, üşenirim." desen bile sana attığım her destansı cümleyi defalarca okuduğunu biliyorum. Dumanlar biraz acemi. Seni anlatmaya nereden başlayacaklarını kestiremiyorlar. Oysa şu an tam karşımda sigaranı yakmış olsaydın ve birlikte üfleseydik hiçbir boka yaramayan dumanı göğün en karanlık yüzüne daha kolay olurdu her şey.

Kelimelerle oynamayı ne kadar sevdiğimi bilirsin ama konu sen olduğunda kelimelerle nasıl dans ettiğimi tahmin bile edemezsin. Konu ne zaman sen olsan yeryüzünde akan bütün suları nasıl durduruyorum, bilemezsin.

18 sene önce bugün gözlerini açar açmaz sövdüğün bu dünyada sana tanrı tarafından gönderildim sanırım. Beni sana göndermesinin tek sebebi seni koruyup kollamam ve günahlarına ortak olmam olduğuna da eminim.

Her insan bir amaç için gönderilir yeryüzüne. Senin amacında her şey olmak. Yeri geldiğinde abi, abla, küçük kardeş, dost, arkadaş, akraba, sevgili ama en önemlisi baba olabilmek sanırım bana. Eksik olan her yanımı boşluksuz kapatmak. Ama en önemlisi güven vermek. "Ağlayamıyorum" dediğim her an sesini duymamla hıçkırıklara boğmak beni. Canımın yangını güneşle birleşmişken sanki hissediyormuş gibi aramak ya da mesaj atmak. Varlığını geçtim telefonun ucunda sesini duyabilmenin verdiği hissi bile güvende hissetmeme yetirmek çoğu zaman. Biraz da "Ben yanındayım" demeden yanımda olduğunu hissettirebilmek.

Her insanın diğer insanlardan ayırdığı insanlar vardır. Yerleri hiç değişmez. Kavga edersin, ağza alınmayacak cümleler sarf edersin, yer yerinden oynar, o insanlar yerinden milim oynamaz. En güzel istisnamsın bu yüzden. Herkes giderken bana kalansın. Bu dünya da bir insanın kardeşten öte olabileceğinin ve can bağının kan bağından daha güçlü olduğunun kanıtısın.


Bugün iyi ki doğan sen!
Bugün iyi ki hayatıma giren sen!
Bugün iyi ki doğdun sen!
Bugün iyi ki sen!

Yüzlerce anı biriktirdik seninle. Yüzlerce hayal kurduk. Binlerce piçlik yaptık. Saatlerce boş boş otursak bile herhangi bir kafede hep bir eğlence bulduk kendimize. Çok büyük kavgalarda ettik.En uzun 1 ay 4 gün görüşmedik. Her kavganın sonunu ilk dayanamayan "Özledim orospu çocuğu!" diyerek bitirdi.

Hayatımızın ilk üç sıralamasında bir numaraya ailemizi koyarken birbirimizi ikinci sıraya koymayıp hep aileden saydık. Yediğimiz, içtiğimiz hiç ayrı gitmedi. Tanıştığımız ilk günden beri bu böyleydi ve sana canımı yaksan bile bundan sonra da böyle devam edebileceğinin sözünü verebilirim.

Sen olmasaydın,
Kimse bu denli her şeyim olamazdı.

Ben olmasaydım,
Kimse tüm 'ya da' ları ve 'şey' leri sırf sinir oluyorsun diye yine ayrı yazmazdı.

Biz böyle iki piç kurusu olmasaydık,
Diyemem çünkü bu imkansız.

Seni çok seviyorum canımın en güzel bağı. Birlikte geçireceğimiz daha bol paralı, pullu ama en çok günde 5 vakit rakılı nice senelere.
Bir de "Doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce, sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bitti

erkekler ağlamaz

tehlikeli oyunlar