cehennem
ki bu cümleler benim en güzel hoşgeldinlerim, en güzel vedalarım.
babama dördüncü vedam, anneme on sekizinci hoşgeldinim!
sevgili tanrım, sevgiyle yaratıp sevgisiz bıraktığın bu çivisiz dünyaya kaçıncı iade-i ziyaretim? artık buna bir son verelim!
lügatım sıfırlanıyor, tutukluluk yapıyor kelimelerim tıpkı bir silah gibi. sağır, dilsiz, kör kalıyorum. nereye koysam elimi kayıp gidiyor, nereye atsam adımımı ayrılıp yerinden uzay boşluğuna düşüyor. havada asılı kalıyorum. hep bir hüzün basıyor. aşık olduğum yalnızlığım korkutuyor, canımı yakıyor. nereye kaçacağımı bilemiyorum. dünya denen bu çıkışı olmayan labirentte sıkışıp kalıyorum bir kuytu köşeye ve yalvarıyorum her bir duvarına: "ne olur gelme üstüme, gelme!"
yukarıdan bir el çekip kurtarsın istiyorum beni. ne yazık ki tanrı duymuyor, duymak istemiyor. daha önemli işleri var belki. kandır kendini. cennetinden farksız bir dünya yaratıyor, oraya alacak seni!
her seferinde veda ettim hayatıma giren birilerine. geri dönüşü olmayan biletler tutuşturdum ellerine. "burası benim cehennemim" dedim hepsine. "burada benden başkasına günahlar yasak!"
tanrının yasakladığı en güzel günahtır sarhoşluk. uyuşur beyninle beraber düşüncelerin bazen tek yudumda bazen de kim bilir kaçıncı şişenin dibiyle birlikte.
sarhoşken kusmak gerekir bazen. çünkü kusmak bünyeye reset atmaktır bir nevi. alkol kanında dolaşıp başını döndürmeye devam ederken midende kalanları dönmekten vazgeçirir, kusarsın. aklının kıyısında köşesinde kalan ne varsa dibini sıyırıp midene atar, kusarsın. bu yüzden en fiyakalı günahtır sarhoşluk ve aslında araftır. çünkü her sarhoş, bir nevi araftadır.
benim cehennemimde anılara biraz alkol dökülür, aleve verilir. kimse bilmez ama aslında her sigara cehennem aleviyle yakılır ve dumanı zehirlidir.
babama dördüncü vedam, anneme on sekizinci hoşgeldinim!
sevgili tanrım, sevgiyle yaratıp sevgisiz bıraktığın bu çivisiz dünyaya kaçıncı iade-i ziyaretim? artık buna bir son verelim!
lügatım sıfırlanıyor, tutukluluk yapıyor kelimelerim tıpkı bir silah gibi. sağır, dilsiz, kör kalıyorum. nereye koysam elimi kayıp gidiyor, nereye atsam adımımı ayrılıp yerinden uzay boşluğuna düşüyor. havada asılı kalıyorum. hep bir hüzün basıyor. aşık olduğum yalnızlığım korkutuyor, canımı yakıyor. nereye kaçacağımı bilemiyorum. dünya denen bu çıkışı olmayan labirentte sıkışıp kalıyorum bir kuytu köşeye ve yalvarıyorum her bir duvarına: "ne olur gelme üstüme, gelme!"
yukarıdan bir el çekip kurtarsın istiyorum beni. ne yazık ki tanrı duymuyor, duymak istemiyor. daha önemli işleri var belki. kandır kendini. cennetinden farksız bir dünya yaratıyor, oraya alacak seni!
her seferinde veda ettim hayatıma giren birilerine. geri dönüşü olmayan biletler tutuşturdum ellerine. "burası benim cehennemim" dedim hepsine. "burada benden başkasına günahlar yasak!"
tanrının yasakladığı en güzel günahtır sarhoşluk. uyuşur beyninle beraber düşüncelerin bazen tek yudumda bazen de kim bilir kaçıncı şişenin dibiyle birlikte.
sarhoşken kusmak gerekir bazen. çünkü kusmak bünyeye reset atmaktır bir nevi. alkol kanında dolaşıp başını döndürmeye devam ederken midende kalanları dönmekten vazgeçirir, kusarsın. aklının kıyısında köşesinde kalan ne varsa dibini sıyırıp midene atar, kusarsın. bu yüzden en fiyakalı günahtır sarhoşluk ve aslında araftır. çünkü her sarhoş, bir nevi araftadır.
benim cehennemimde anılara biraz alkol dökülür, aleve verilir. kimse bilmez ama aslında her sigara cehennem aleviyle yakılır ve dumanı zehirlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder